Yeni eklenen yazıların mailinize gelmesi için mail adresinizi yazmanız yeterli

30 Haziran 2009

Negatif limanlardan pozitif sulara


Kişisel gelişim alanında kitaplar okumaya başladığımda ilk okuduğum kitap, Oğuz Saygın'ın yazmış olduğu Negatif limanlardan pozitif sulara kitabıydı.

Kitabın özellikle 'NLP'nin Varsayımları' bölümündeki ilkeler beni gerçekten etkilemişti.
Ülkemizde kişisel gelişime verilen önem yetersiz düzeyde olduğu gibi kişisel gelişimin işe yaramayan boş bir alan olduğunu düşünenlerin sayısı da bir hayli fazla.


Bence adı NLP olmuş kişisel gelişim olmuş bunlara çok fazla takılmadan önyargısız bir biçimde bu ilkeler üzerinde düşünmeli kendi yaşantımız üzerinden sağlamasını yapmalıyız.

Hayatımıza değer katan,ufkumuzu genişleten bilgileri başkalarının lafına bakarak kestirip atmamalı değerlendirmeye alarak karar vermeliyiz.
Ne de olsa herkes olayları kendi bakış açısıyla değerlendirip kendine göre yansıtmaktadır.

'NLP'nin Varsayımları'

İletişiminizin Anlamı Almış Olduğunuz Tepkilerdir

Dış iletişiminizin çok iyi olmasını istiyorsanız, önce iç iletişiminizi mükemmelleştirmeye çalışmalısınız. Örneğin sabah kalktığınızda kendinizi nasıl hissettiğiniz, akşama kadar sürecek davranışlarınızın bir habercisidir.

Büyük bir öfkeyle çalar saati kapayarak ve "yine Pazartesi sendromu başlıyor" diye güne başlarsanız Mörfi kanunları o gün sizin için işleyecek demektir. Ama sabah kalktığınızda kendinize "bugün benim için hangi fırsatlar var?" diye soruyorsanız, o gün sizin karşınıza
birçok fırsat çıkacaktır.

Her Davranışın Altında Pozitif Bir Amaç Yatar

Bir çok kişi ilk duydukları anda bu ilkeye hemen itiraz ediyorlar. Ben de ilk duyduğumda pek mantıklı bulmadım. "Ne yani, bir insan, bir insana hakaret ediyor veya vuruyorsa, bu davranışın altında hangi pozitif amaç var diyebilirsiniz?" Ancak burada anlatılmak istenen şey, bu davranıştaki pozitif amacın sübjektif olduğudur. Yani kişiler yaptıkları her şeyi pozitif bir amaç uğruna yaparlar. Zaten pozitif olduğuna inanmazsa yapmaz. NLP'nin bu kuralını öğrendikten sonra artık insanların her davranışının altındaki pozitif amacı aramaya başladım.

Bu kuralı isteyerek veya istemeyerek en çok uygulayan satıcılardır. Müşterinin yaptığı her davranışa ve her söze sabırla katlanırlar. Müşterinin bir velinimet olduğunu bilirler. Tüm insanların, satıcıların müşterilere olan bu tutumlarını iletişimde bulundukları herkese göstermeleri durumunda, o toplumdaki fertlerin birbiri ile ilişkileri çok mükemmel olur. Satıcılar nasıl müşterinin her davranışının altında pozitif bir amaç arıyorlarsa, biz de iletişimde bulunduğumuz kişilerin her davranışının altında pozitif bir amaç olduğunu düşünürsek, iletişimimiz herkesi imrendirecek kadar iyi olur.

Size birisi bir yumruk sıkarsa sizin bu kişiye yapacağınız iki şey vardır. Ya siz de yumruğunuzu sıkarsınız veya sıkılan o yumruğu açmaya çalışırsınız. Ben bu kuralı öğrendiğim günden itibaren hep sıkılan yumrukları açmaya çalıştım ve o günden beri yüzlerce yumruk açtım.

Açılan her yumruk, karşıma benimle işbirliği yapmak ve tokalaşmak isteyen bir el olarak çıktı.

İnsanlar, Algılayabildikleri Arasından En İyi Seçeneği Seçerler


Çeşitli olayları her insan farklı farklı algılama yeteneğine sahiptir. Algılama yeteneğimiz ne kadar güzelse seçimimizi o kadar kaliteli yapma şansımız vardır. Örneğin bir insan saatlerce TV seyreder ve bu onu hiç rahatsız etmez. Çünkü o anda onun algılayabildiği en güzel şey o TV'yi seyretmektir. Onun o halini gören hedeflerini belirlemiş ve 24 saatlik bir zamanda 25 saati arayan bir arkadaşı onun o kadar zamanı TV'nin karşısında nasıl geçirdiğini hayret ve endişeyle izler.

Birgün bir adam balık tutmaya karar verir ve oltasını denize fırlatır, oltaya büyük bir balık takılır. Ancak o kişi bu büyük balığı denize atar. Biraz sonra aynı hareketi tekrar yapar, sonunda küçük bir balık yakalar ve onu torbasına koyar. Yanındaki ona niçin büyük balıkları değil de küçük balığı tercih ettiğini sorduğunda şu ilginç cevabı verir:

- Tavam küçük olduğu için ancak küçük balıkları tercih ediyorum.


Teknolojik Ürün Alışveriş Rehberi


Eve elektronik bir alet almanız gerektiğinde teknolojiyle aranız pek iyi değilse alışveriş olayı sizin için uzun ve zorlu bir sürece dönüşebilir.
Almanız gereken cihaza karar verdikten sonra birçok markanın farklı özelliklere sahip onlarca bu modeli sizi kararsızlığa sürükleyebilir.
Alacağınız marka ve modele karar verdikten sonraki süreç nispeten daha kolay olsa da bu aşamada da karşınıza hangi mağazadan veya internetten alacaksanız hangi siteden almanız gerektiği sorusu çıkar.
Birçok insan aldığı ürüne piyasadaki fiyatının üzerinde bir para ödemek istemez.
Bu durum da karar verdiğiniz ürünü almadan önce iyi bir piyasa araştırması yapmanızı gerektirir.
Almış olduğunuz ürünün aynısının arkadaşınız tarafından daha düşük bir fiyata alınmış olması sizi mutsuz edebilir.

Bu yazıda kendi tecrübelerimden yola çıkarak , karmaşık ve uzun bir süreç olarak görünen alışveriş sürecini adım adım anlatacağım.

Alışverişe çıkmadan önce ilk yapmanız gereken şey alacağınız ürüne tam olarak karar vermenizdir.

Eğer mağazada karar veririm düşüncesiyle yola çıkarsanız satış temsilcilerinin gazına gelip aslında hiç de ihtiyacınız olmayan özelliklere sahip sonradan pişman olacağınız bir ürün alabilirsiniz.
Haklarını yemeyelim gerçekten satış yaptığı alanda iyi düzeyde bilgiye sahip satış elemanları da var, tabi sizin iyisine denk gelme oranınız nedir orası biraz şüpheli.
O yüzden siz de alışverişe gitmeden önce işinizi şansa bırakmayıp alcağınız ürünü internet üzerinden iyice bir araştırın.

Peki bu araştırmayı nasıl yapacağız ?

Alcağınız ürünün adını google'da yazıp çıkan sayfalara bakabilirsiniz.
Bu yolla alacağınız ürün hakkında bilgi sahibi olmanız mümkün fakat zamanınız kısıtlıysa aramadan sonra çıkan tüm sayfaları detaylı bir şekilde incelemeniz mümkün olmaz.
Bu yüzden ben size donanımhaber sitesinin forum bölümünü tavsiye ediyorum.
forum bölümüne girdikten sonra örneğin tv alacaksanız ev elektroniği bölümüne girip ilgili başlığı seçebilirsiniz.
Bu forum gerçekten ürünü kullananlar tarafından yazılan incelemeleden oluştuğu için kararınızı vermenizi oldukça kolaylaştıracaktır.

Eğer nokia marka bir telefon almayı düşünyorsanız nokianın avrupa sitesini ziyaret etmenizi öneririm.
Henüz piyasaya çıkmamış yeni modellerin de yer aldığı bu sitede seçtiğiniz telefonları detaylı olarak karşılaştırma imkanınız var.
Piyasaya sürekli yeni telefonların çıktığını ve model numaralarının da oldukça benzer
olduğunu düşünürsek modeller arasındaki farkları kolayca tespit edebilmek için bu siteyi kullanmanın önemini anlamış olursunuz.

Ne alacağımıza karar verdikten sonra nereden alacağımızı araştırmaya başlayabiliriz.

İlk önce teknofiyat sitesine girerek ürünümüzün hangi mağazalarda hangi fiyattan satıldığını öğrenelim.
Bu aşamada karar vermemiz gereken husus, ürünü mağazadan mı yoksa internet üzerinden mi satın alacağımızdır.
Her ikisinin de kendine göre avantajları ve dezavantajları var.
Şöyleki internet üzerinde mağaza fiyatının altında seçtiğiniz ürüne sahip olma şansınız var.
Ayrıca internet üzerinden satışlarda aldığınız malı koşulsuz olarak 1 hafta içerisinde iade edebilirsiniz.(Mediamarkt'ta 14 gün süreyle bu imkanı tanıyor)
Kanunda internetten satışlarla ilgili bir madde olmasına karşın mağaza alımlarında böyle bir durum söz konusu değil.
O yüzden mağazadan aldığınız bir ürünü, memnun kalmadığınız için iade etmek isterseniz kanuni bir düzenleme olmadığı için tamamen mağazanın iade politikasına uymak zorunda kalırsınız.
Eğer vaktiniz sınırlıysa ve alacağınız üründen kesinlikle eminseniz internetten alışveriş yapabilirsiniz.

Tabi alacağınız sitenin size ürünü kaç gün içinde teslim edeceği tamamen stok durumuyla ilgili olduğundan bekleme süresini de hesaba katmalısınız.
Hızlı gönder seçeneği olan ürünlerde bu sürenin daha kısa olacağını söylemek mümkün.
Tabi internetten aldığınız zaman ürünü yeteri kadar inceleme şansınız olmuyor.
Ayrıca pazarlık da yapamıyorsunuz.

Fiyat konusunda, internetten de satış yapan firmalardan alışveriş yaparken alacağınız ürünün internet fiyatını da bilmeniz işinizi kolaylaştırır.
Bazen netteki fiyat ile mağazadaki fiyat farklı olabiliyor.
Uzun lafın kısası ürün hakkında bilgi sahibi olmak kesinlikle sizin için büyük bir avantajdır.

Ben genellikle alışverişlerimi mağazadan yapmayı tercih ediyorum.

Kadıköy'de alışverişlerim için exa bilgisayar'ı tercih ediyorum.
Gerek fiyatlarının uygunluğu gerekse ürün çeşidi açısından önerebileceğim bir firma.
Yazıcıoğlu pasajının karşısındaki işhanında bulunan Antpa bilgisayar da uygun fiyatlarıyla alışveriş yapmayı tercih ettiğim ve güvendiğim diğer bir firma.
Bunların dışında eksen bilgisayar da tercih ettiğim firmalardan.

29 Haziran 2009

Amerika'da Yaşam Kurmak


Geçenlerde gazete okurken Aylin Onur'un yazmış olduğu Amerika'da yaşam kurmak isimli kitabı gördüm.
Uzun yıllar Amerika'da yaşamış olan yazar, vize almaktan Amerika'da çalışma ve eğitim imkanlarına,Amerikan hayat tarzının ayrıntılarından Amerikanın belli başlı gezilip görülmesi gereken yerlerine kadar birçok alt başlık içeren rehber niteliğinde bir kitap hazırlamış.
Bu kitabın Amerikaya kısa süreli yada ziyaret veya orda yaşamak için gitmeyi düşünenler için çok güzel bir kaynak olduğunu düşünüyorum.
Kitaptan bana ilginç gelen bölümleri burada paylaşmak istiyorum.

Güçlü aile bağlarına rağmen ,18 yaşına kadar çocuklarına verebileceklerini vermeye çalışırlar ve 18 yaşından sonra genelde çocuklar evden ayrılır.Bundan sonra da maddi ve manevi olarak herkes kendinden sorumludur.Sadece özel günlerde bir araya gelinir.

Arabaya çok meraklıdırlar hayatta en önemli şey arabalarıdır çükü bu çok önemli bir prestij meselesidir.Ceplerinde bir kuruşları olmasa bile kredi alarak en iyi arabayı almaya çalışırlar.Sizi de arabanıza göre değerlendirebilirler.

Dava açılması (sue)
Amerikada yaşamayı seçerken sizi uyarmam gereken en önemli konu amerikalıların çok sevdikleri sue edilme konusudur.
Bu,şu anlama gelir;yaşamınızı düzenlerken çok dikkatli davranmak zorundasınız.
En ufak bir açığınızı yakaladıklarında yada küçük bir hata yaptığınızda sizi hemen mahkemeye verirler.Bunun anlamı şudur, elinizde ne varsa almaya çalışırlar.

Maddi olarak güçlü bir insansanız hele doktorsanız ve bir hata yapmışsanız yandınız demektir.Amerikada bu yolla varını yoğunu kaybedip doktorluğu da elinden alınan binlerce örnek vardır.

Konuyu örnekle açıklamak gerekirse,kavgaya karışmayacaksınız,kimseye hakaret etmeyeceksiniz,evinizde kimsenin düşüp başına birşey gelmesine ortam yaratmayacaksınız,köpekleriniz varsa dikkat edeceksiniz.

Hele araba kazası kesinlikle yapmayacaksınız.Arabalarına bir dokunsanız bile çok kısa sürede avukatlarından kazada ne kadar çok sarsıldıklarını ve bu durumun hayatlarını nasıl etkilediğini anlatan doktor raporları iliştirilmiş bir mektup alabilirsiniz.

Hemen hemen bütün fast foodlarda ve restoran zincirlerinde içeceklere bir kez para ödenir ve sonra ücretsiz olarak istediğiniz kadar servis edilir.
Çay istediğiniz zaman genelde buzlu çay gelir.eğer sıcak çay istiyorsanzı bunu belirtmeniz gerekir.

Tüketici hakları çok gelişmiş olduğu için bayat çıkan ve ye beğenmediğiniz malı fişiyle birlikte geri götürdüğünüzde sorgusuz sualsiz geri alırlar.
Müşteri daima haklıdır politikası her sektörde geçerlidir.

Alışveriş İpuçları

Büyük mağazaların bazılarında en üst kattaki paket servisine çıkarak yabancı ehliyetinizi gösterirseniz size %11 indirim kart verirler.

Ayrıca unutmamanız gereken en önemli şey,fiyat etiketlerine bakarken kasada o eyaletin vergisi ne ise onun fiyata ekleniceğidir.

Kurallar ve Yasaklar
Caddelerde karşıdan karşıya yanlış bir geçiş yapar veya kırmızıda geçerseniz cezanız jail walking denilen hapis cezasına kadar gidebilir

Balık tutmak için mutlaka lisans almak zorundasınız

Başkasının posta kutusunu açmak yasaktır cezası çok büyüktür

Hemen hemen her banka binasının arkasında arabayla yanaşabileceğiniz ATM makinaları vardır.

Benzinciler genelde self servicedir.Arabanızı yanaştırır inersiniz ,pompanın üzerinde kredi kartınızı kullanabilmeniz için makine vardır.

Garage sale (kullanılmış eşya satışı)
Belli günlerde eski veya kullanmadıkları eşyalarını evin önüne yığıp fiyatlandırarak satışa sunarlar.

26 Haziran 2009

Shoot 'Em Up

Tür : Gerilim / Macera / Aksiyon

Gösterim Tarihi :
12 Ekim 2007

Yönetmen : Michael Davis

Senaryo :
Michael Davis

Görüntü Yönetmeni :
Peter Pau

Yapım : 2007, ABD



Oyuncular

Clive Owen (Smith) , Paul Giamatti (Hertz) , Monica Bellucci (Donna Quintano) , Stephen McHattie (Hammerson) , Greg Bryk (Lone Man) , Daniel Pilon (Senatör Rutledge)
Filmin Konusu
Smith, şiddet ve gerilimle yoğrulmuş sert mizaçlı bir adamdır.
Fakat bir gün bu yapısına tamamen ters bir canlıyı korumanın sorumluluğunu üzerine almak zorunda kalır.
Yeni doğmuş bir bebeği...
Ateşli bir çatışmanın ortasında doğmasına yardım etmek zorunda kaldığı bebeğin etrafı, hayata gelir gelmez bir dolu düşmanla çevrilir.
Neden olduğu belli olmayan bir güç, bebeğin ölmesi için herşeyini seferber etmiştir.
Hertz denen tehlikeli bir adamın liderliğindeki tetikçiler grubu, herşeyi göze almış bir şekilde bebeği öldürmek için üstlerine saldırmaktadır.
Smith, DQ adındaki bir hayat kadını ile bebeği korumaya çalışırken bir yandan bu işin arkasındaki gizemi ortaya çıkarmaya çalışacaktır.
Geçenlerde nette filmden alınmış bir sahneyi izlemiştim ve daha sonra bu filmi izlemeye karar verdim.
Film adından da anlaşılacağı üzere içerdiği bolca aksiyon sahnesinin yanında mizah açısından da sağlam bir yapıya sahip.

Transporter filmine benzer tarzda olan bu film içerdiği mizah öğeleri ve yüksek temposunun hiç düşmemesiyle benzeri filmlerden ayrılıyor.
Film içerdiği mizah öğeleri nedeniyle öldürürken düşündüren ve aynı zamanda da güldüren non stop bir aksiyon filmi.

Kahramanımız smith film boyunca elinden havucu düşürmüyor.
Eğer havucun sadece gözlere yararlı bir besin olduğunu düşünüyorsanız bu filmden sonra havucun yemek dışında muhtelif kullanım alanlarını da öğrenmiş olacaksınız.
Filmin hiç düşmeyen temposu nedeniyle çoğunlukla filmin konusu karambole gidiyor ve bir süre sonra bu film için senaryo yazılmış olmasının filmdeki sahnelerin kullanılabilmesi için yapılmış bir kurgu olduğuna karar veriyorsunuz.

Matrix filminde ve max payne oyunlarında rastladığımız havada uçarken silahla akrobatik hareketler sergileme tarzını bu filmde sıklıkla göreceksiniz.
Değinmek istediğim diğer bir nokta kahramanımızın mc gyver misali icatlar geliştirerek düşmanlarını öldürmesi.
Bu konuda ciddi bir emek sarf edildiği kesin.

Sonuç olarak film sanatsal açıdan pek birşey sunmasa da içerdiği matrak espiriler ve kesintisiz aksiyonla bu türü sevenlerin kesinlikle izlemesi gereken orjinal bir film.

Hepsini Vur

8 dakikada karın egzersizi

Yaz aylarının başladığı şu günlerde artan kilolarınızdan şikayetçiyseniz günde sadece 8 dakikanızı ayırarak karın kaslarınızı şekle sokabilirsiniz.

Konu kaslar olduğunda geçerli olan ilke kullan ya da kaybettir.
İşleyen demir ışıldar da diyebiliriz.
Bir çalışmanın etkili olması için yapılması gereken şey az da olsa sürekliliğinin olmasıdır.
Özellikle iş hayatında bütün gününü pc başında hareketsiz geçiren kişiler için bu tip temel egzersizler büyük önem taşımaktadır.

Tabiki tek başına karın egzersizi size çok büyük bir kazanç sağlamaz önemli olan tüm vücudu formda tutacak dengeli bir egzersiz planınızın olmasıdır.
Ne de olsa br zincir en zayıf halkası kadar güçlüdür.

Spor yapmaya vakit bulamadığını söyleyenler sahillerde yer alan egzersiz aletlerini kullanabilirler.
Temel kas gruplarının çalışması için yeterli olan bu egzersizler sizi formda tutmaya yardımcı olacaktır.
Bu egzersiz aletleri Çin'de evlerin bahçelerinde bulunuyormuş.
Bir Türk girişimcinin çabasıyla ülkemizde de oldukça popüler hale geldi.

Bir fitness DVD'sinden alındığını tahmin ettiğim bu videoyla sizi başbaşa bırakıyorum.
Coni vayt abimi ve takım arkadaşlarını dikkatle izleyin :)

18 Haziran 2009

Atasözlerinde Gülümseyen Gerçek

Olsa ile bulsayi ekmisler, hiç bitmiş.
Türk Atasözü

Kör bir dilenci de hiç olmazsa çiçeklerin kokusunu duyar
Japon atasözü

Dinlemekten akil, söylemekten pismanlik dogar.
Italyan atasözü

Düsmek suç degildir, düsüp kalkmak suçtur.
Alman atasözü

Zorluk seni zorlayincaya kadar, sen zorlugu zorla.
Amerikan atasözü

Insani elbisesine göre karsilarlar, bilgisine göre agirlarlar.
Rus atasözü

Temiz bir vijdan kadar yumusak bir yastik yoktur.
Fransiz atasözü

Satin alirken kulaklarini degil,gözlerini kullan.
Çin atasözü

Düsünmeden konusmak, nisan almadan ates etmeye benzer.
Ingiliz atasözü

Baskasindan üstün olmamiz önemli degildir. Asil önemli olan sey, dünkü halimizden üstün olmamizdir.
Hint atasözü

Gençligin güzel bir yüzü, ihtiyarligin güzel bir ruhu vardir.
Isveç atasözü

Gençligin degeri bilinse, ihtiyarligin sikayeti azalir.
Türk atasözü

Sagir bir kocayla, kör bir kadin mutlu bir çifttir.
Danimarka atasözü

Kadeh içinde, denizde bogulanlardan çok daha fazla insan bogulmustur.
Alman atasözü

Yigit harpte, dost dertte, olgun adam hiddette belli olur.
Arap atasözü

Tutkunun bittigi yerde mutluluk baslar.
Macar atasözü

Mirasa "nereye gidiyorsun?" demisler"esip yagmaya, sürüp savurmaya"demis.
Türk atasözü

Bir dostunuz, yemis bahçesini geziyorsa, dalgin görünmeniz en büyük nezakettir.
Japon atasözü

Köpekle yatan pireyle kalkar.
Ispanyol atasözü

Dostunuzu sik sik ziyaret ediniz çünkü üzerinde yürünmeyen yollar diken ve çalilarla kaplidir.
Hint atasözü

Bir kere evlenmek ödev, iki kere evlenmek eglence, üç kere evlenmek çilginliktir.
Hollanda atasözü

Asilan, hirsiz degil yakalanandir.
Çek atasözü

Beyaz saç, aklin degil yasin isaretidir.
Yunan atasözü

Büyük zekalar birlikte düsünürler.
Fransiz atasözü

Sersemler, akillilarin yedi yilda cevaplandiramiyacagi sorulari bir günde sorarlar.
Ingiliz atasözü

Uyuyan tilki rüyasinda tavuk görürmüs.
Rus atasözü

Borç verirken ya parani, ya dostunu kaybedersin.
Arnavut atasözü

Cesur adamin bakisi, korkagin kilicindan daha çok düsman titretir.
Amerikan atasözü

Vaadler memleketinde insan açliktan ölür.
Danimarka atasözü

Babalar, doganin yarattigi bankerlerdir.
Fransiz atasözü

Dagin tepesine hangi yoldan çikarsan çik manzara aynidir.
Çin atasözü

Kabahatini itiraf ederek affini iste; zira bir suçu gizlemek o suçu ikilestirir.
Arap atasözü

Kuvvetine güvenerek zayiflari hor görenin kuvveti basina bela olur.
Hint atasözü

Gözler kendilerine, kulaklar baskalarina inanirlar.
Alman atasözü

CCleaner


Bir çok kullanıcı, bilgisayarının ilk zamankine göre performansının düştüğünü, açılış-kapanış sürelelerinin arttığını, programların geç açılmaya başladığını söyler.

Öncelikle HDD'ye sürekli bir şeyler yazılır, silinir, gerektiğinde de kaydedilir.
Ancak günlük kullanımımızda o kadar çok program HDD'e bir şeyler kaydeder ki zamanla bilgisayar yavaşlamaya başlar.

Benim de son zamanlarda bilgisayarımda gözle görülür bir yavaşlama ,programların açılış sürelerinde uzama hatta yanıt vermeme durumu ortaya çıkmıştı.Format zamanının geldiğini düşünürken bu programla tanıştım.

Program tamamen Türkçe bir arayüze sahip olduğundan kullanması çok basit.
Programı ilk açtığınızda karşınızda Cleaner,Kayıt defteri,Araçlar,Ayarlar bölümleri çıkıyor.

Cleaner sekmesine geldiğimizde windows ve uygulamalar olarak ikiye ayrılmış durumda olduğunu görüyoruz.
Buradan temizlik yapmak istediğimiz kısımları seçiyoruz.
Burada dikkat edeceğiniz nokta çerezlerin silinmemesi.Eğer silerseniz üye olduğunuz sitelere girşte problem yaşayabilirsiniz.

Kayıt defteri bölümünde sorunlar için tarama yapıp daha sonra bulunan sorunları çözebiliyorsunuz.
Bu bölümde değişiklik yapmadan önce yedek almanızda yarar var.

Araçlar bölümünde ise sisteminizde yüklü olan programlar üzerinde çalışabiliyorsunuz.

Ayarlar kısmında ise programla ilgili dil,güncelleme,çerezler gibi seçenekleri istediğiniz gibi düzenleyebilirsiniz.

Piriform firmasının yapmış olduğu diğer programlar gibi kullanışlı bir program.Eğer denemediyseniz defraggler ve recuva programlarını da kullanmanızı öneriririm.

Eğer sisteminizde uzun süredir temizlik yapmadıysanız bu programı şiddetle tavsiye ediyorum.
Programı ücretsiz olarak buradan indirebilirsiniz


17 Haziran 2009

Binary Led Watch



Alışılagelmiş klasik saat tasarımından çok farklı bir mantığı olan bu saatte saati öğrenmek için dört işlem yapmanız gerekiyor.
Tembellere göre olmadığı kesin olan bu saat bence çok orijinal bir fikir.

Bu saati ilk kez birkaç yıl önce Chip dergisinde görmüş ve çok beğenmiştim.
Aradan yıllar geçmesine rağmen unutmadığım bu saati başka yerlerde de görünce almak kaçınılmaz oldu benim için.
Ben de geçen yıl bir arkadaşımın ABD'de okuyan kardeşi aracılığıyla bu saate kavuştum.

Türkiye'de bu tip meraklısına hitap eden ürünleri bulmak gerçekten çok zor. Geçenlerde gazetede okuduğum bir habere göre tüm dünyada popüler olan bu led saatleri bir firma Türkiye'ye getirip satmaya başlamış.


Saatin kaç olduğunu nasıl anlayacağız ?











Resimden de anlaşılacağı üzere saati öğrenmek için hours kısmında yanan ledleri topluyoruz.
Dakikayı öğrenmek için de aynı şekilde minutes kısmında yanan ledleri topluyoruz.
İlk bakışta zahmetli bir iş gibi görünse de bu sisteme alışınca sorun olmayacağını düşünüyorum.

Burdaki model en temel modellerden biri.Led kullanan onlarca farklı model var ve daha basit dört işlem gerektirmeyen modeller de mevcut.
Eğer siz de klasik saatlerden sıkılmış alternatif arıyorsanız led saatleri de incelemenizde yarar var.

11 Haziran 2009

Devrim Arabaları


Tür : Dram / Tarihi
Gösterim Tarihi :
1 Mayıs 2009
Yönetmen : Tolga Örnek
Senaryo :
Murat Dişli , Tolga Örnek
Müzik : Demir Demirkan
Yapım : 2008, Türkiye



Oyuncular
Taner Birsel , Halit Ergenç , Vahide Gördüm , Selçuk Yöntem , Uğur Polat , Serhat Tutumluer , Ali Düşenkalkar , Onur Ünsal

1961 yılında Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, yerli üretim bir otomobil yapılmasını emreder ve görevin TCDD işletmesine verildiğini açıklar. Hemen işe girişen 23 mühendisin önünde bu otomobili yapmak için Cumhuriyet Bayramı' na kadar yalnızca 130 gün vardır.
Devrim” adı verilecek olan bu arabayı üretmek için 23 mühendis, kariyerlerini ve aile hayatlarını riske atarak zamanla, yoklukla, politikayla, karşılarına çıkan sayısız engelle baş etmek zorunda kalırlar.
Benzini bitti diye yolda kalan araba” etiketiyle unutulan “Devrim”in hikayesinin bilinen ve bilinmeyenlerinin anlatılacağı “Devrim Arabaları” filminin senaryosunu, Murat Dişli ve Tolga Örnek 2 yıllık bir araştırma sonucunda oluşturmuşlar.

Filmin konusunu kısaca verdikten sonra filmle ilgili yorumlarıma geçeyim.
Film 2 saat sürmesine ve filmin büyük çoğunluğunun da atölyede geçmesine rağmen akıcı bir şekilde ilerliyor.

Türklerin isterse 4 ay gibi kısa bir sürede sıfırdan bir otomobil bile yapabileceklerini anlatan bu film insanı neden halen kendi otomobilimizi üretemediğimiz konusunda düşünmeye de zorluyor.

Benzini bitti diye yolda kalan bir arabanın ,üzerinde bu kadar çalışılmış olmasına karşın yargısız infaz yapılarak başarısız olarak topluma açıklanması pek inandırıcı gelmiyor.
En başından beri Türklerin araba yapmasına karşı çıkan,bunun kaynak israfından öteye gidemeyeceğini savunan zihniyet sonunda haklı çıkmış görünüyor.Dünya üzerinde ilk denemesinde başarıya ulaşmış kaç proje vardır ?
Edison'ın bile ampulu bulmak için 1000'den fazla deneme yaptığı söylenir.Buradaki asıl olay filmde de söylendiği gibi adı devrim olan bir aracın sokaklarda dolaşmasına izin verilmeyeceğidir.

Filmde vurgulanan diğer bir görüş ise Türkiye'de hiçbir başarının cezasız kalmayacağıdır.Bu görüş sanırım ülkemizdeki beyin göçünün nedenini de açıklıyor.
Ülkenin kalkınması bir grubun çıkarlarını olumsuz etkilediğinden mevcut sistem ne kadar verimsiz olsa da
değişime var gücüyle direnilmesi bu durumu açıklıyor .

Türk sinemasının yükselişe geçtiği bu dönemde saçma sapan komedi filmlerini izlemektense Türkiye'nin ilk yerli otomobili devrim'in hikayesini anlatan belgesel tadındaki bu filmi mutlaka izleyin derim.



2 Haziran 2009

Nasıl yapılır ?


 Geri dönüşüm kutusundan sildiğiniz dosyaları recuva programıyla geri getirebilirsiniz.
Programın kullanım şeklini gösteren videoyu izlemek için tıklayın

Gmailden aldığınız mail adresini msnde kullanabilmek için yapmanız gerekenleri öğrenmek için tıklayın


Don't judge too quickly

Bazen olaylar göründüğü gibi olmayabilir :)

1 Haziran 2009

Teknoloji

Toyota-Human touch



Japon teknolojisinin ardında yatan büyük sır bu videoda :)

Waterslide ad

İşten eve dönmek hiç bu kadar keyifli olmamıştı :)

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More