Yeni eklenen yazıların mailinize gelmesi için mail adresinizi yazmanız yeterli

10 Aralık 2009

Askerlik yerim belli oldu


Dün gece saat 3 sularında açıklanan sonuca göre askerliğimi Elazığ'da Kısa dönem er olarak yapacağımı öğrenmiş bulunuyorum.
Merak eden dostlarıma önemle duyurulur.

2 Aralık 2009

Hayat Çilingiri için Askerlik zamanı...


Sevgili dostlar,yaklaşık 6 ay önce başlamış olduğum blog serüvenime askere gidecek olmam sebebiyle ara vermek zorundayım.
Boş zamanlarımı değerlendirmek amacıyla açmış olduğum blogum sizlerin de ilgisi ve desteğiyle bugünlere kadar geldi.
Gerek RSS ve izleyici olarak gerekse favorilerine ekleyerek (çaktırmadan :) ) blogumu takip eden ve yorumlarıyla bloguma değer katan herkese teşekkür ediyorum.

Ben askerdeyken yeni yazılar eklemem düşük bir ihtimal olarak görünse de şartlar müsait olursa yeni yazılar eklemeye çalışacağım.
Askerliğimi yapacağım yer henüz belli olmadığı için şu anda yazamıyorum.Belli olduğu zaman yine buradan sizlerle paylaşacağım.
Askerden sonra allah nasip ederse yazılarıma kaldığım yerden devam etme niyetindeyim.
Bu konudaki kararım biraz da sizlerden gelen yorumlara göre netleşecek.
Hayat Çilingiri'ni izlemeye devam edin :)








28 Kasım 2009

Nejla ve Nejdet



Yusufeli ÇPL öğrencilerinin 2006 yılında sergiledikleri bu oyunu izlemenizi öneririm.
Eski Türk filmlerinin ruhunu çok iyi yakalamışlar.

13 Kasım 2009

Google Analytics Kurulumu

Google Analytics; internet siteleri hakkında ayrıntılı raporlar veren bir istatistik programıdır. İnternet sitenizle ilgili istatistikleri çok kapsamlı ve ayrıntılı olarak sunan Google Analytics ile; sitenizde yaptığınız tüm değişikliklerin geri dönüşümlerini ayrıca site ziyaretçilerinin tüm hareketlerini incelenebilir.

Google tarafından sunulan Analytics hizmeti; internet sitesiyle ilgili 80'den fazla rapor sunar. Türkçe dil desteği olan Analytics ile; ziyaretçilerin eğilimlerini öğrenebilir; en çok zaman geçirdikleri sayfadan hangi internet browserı ile siteye bağlandığına, sitede genel olarak ne kadar zaman geçirdiğinden ne sıklıkla siteye giriş yaptığını inceleyebilirsiniz.

Google Analytics ile ulaşacağınız raporlar ile sitenizin; ziyaretçi eğilimlerini ve profillerini öğrenirsiniz.
Google Analytics raporları ile;

  1. Sitenizi kaç kişi ziyaret ediyor?
  2. Sitenize nasıl ulaşıyorlar?
  3. Sitenizde en çok hangi sayfaları beğeniyorlar?
  4. Kaç tane yeni ziyaretçi alıyorsunuz?
  5. Sayfa trafiğinde zaman içerisinde artış oldu mu?
  6. Ziyaretçiler hangi tarayıcılardan geliyorlar?
  7. Siteniz en çok hangi saatler arasında ziyaret alıyor?
  8. Aynı ziyaretçi ne kadarlık periyotlarla sitenize giriş yapıyor?
  9. Özellikle hangi aylarda, günlerde ziyaret sayınız artıyor ya da azalıyor?

gibi birçok veriye ulaşabilirsiniz.

Google Analytics Kurulumu

Bu hizmeti kullanabilmeniz için öncelikle Google hesabınız olması gerekiyor.
Daha sonra Google Analytics sayfasına giderek kayıt işlemini yapıyorsunuz.
Sonraki aşamaları resimlerle anlatacağım.

Web sitesi profili ekle diyoruz
Blogumuzun adresini yazıp son'a tıklıyoruz

Size blogunuza yerleştirmeniz için bir izleme kodu veriliyor.Bu pencereyi kapatmadan yeni bir sekmede Blogger kumanda panelini açıyoruz.


Blogger kumanda panelinde Yerleşim sekmesi altındaki HTML'Yİ düzenle bölümünü açıyoruz.
İzleme kodunu sayfanın en sonunda yer alan “/body” etiketinden önce yerleştirip kaydet diyoruz.
İzleme kodunun çalışıp çalışmadığını, izleme kodunun verildiği sayfayı yenileyerek kontrol ediyoruz.
Orada veri alınıyor ifadesini görebiliyorsak kodu doğru bir şekilde blogumuza yerleştirmişiz demektir.

4 Kasım 2009

Askere gidecekler için malzeme listesi


Pc Labs editörlerinden Murat Gamsız, askerlikle ilgili yazdığı bir yazıda askerde ihtiyaç duyulabilecek malzemeleri de belirtmiş.Aralık dönemi de yaklaşmışken bu listenin askere gidecek olan herkesin işine yarayacağını düşünüyorum.
İç çamaşır: Bölükte son hafta hariç kuru temizleme servisi düzenli geliyor. Haftada bir uğruyorlar. Çamaşırları kurutma derdiniz olmaması güzel zira başka seçenek yok. İç çamaşır yığınağı yapmanıza gerek yok. Ancak yazın gideceklerle kışın gidecekler arasında fark olabilir bu konuda. Kışın ter sorununuz olmuyor. İki günde bir değiştireceğinizi ve haftada bir yıkatacağınızı düşünerek alın. Giyip çöpe atmayın.Yeşil de alabiliyorsunuz ama onlar doğal olarak mavi veriyor. Miktar ve ölçü olarak kesinlikle yeterli gelmez o yüzden yanınızda götürmeniz şart. Yetmezse kantinde sıkıntısı çekilmeyen malzemeler bunlar.
Çorap: Çorap miktarını da yüksek tutun tabii. Her gün değiştirdiğinizi düşünün. Kışın gidecekler kışlık çorap alsın.
İçlik: Kış için kaliteli bir içlik alın. Onlar da veriyor ama siz beni dinleyin.
Tuvalet kağıdı: Bu iş için selpak mendil alın. Bol miktarda almanızı tavsiye ederim. Tuvalet kağıdı daha hacimli olduğundan dolapta çok adetli saklayamazsınız. Selpakları ise dolabın arkasına üst üste dizebilirsiniz. Tek tek almayın. Tek jelatin içinde toplu olarak satılıyor. Böyle alın ki dolabınızda dağılmasın. Tuvalet kağıdı da satılıyor ancak sürekli bulunmuyor(du). Gereksiz hacim. Ayrıca hasta olmanız neredeyse garanti olduğundan selpakla işiniz daha çok olacak.
Tıraş Bıçağı: Yüzünüzün alıştığı bir tıraş bıçağınız varsa götürün. Bıçaklarını da yedekleyin. Zaten sadece beş hafta sıkıntı çekeceksiniz. Usta birliğinizde kantin imkanınız daha fazla olacak. Çarşı izniniz olacak en kötü. Eğer kendi bıçağınızı götürüyorsanız onların verdiğini almanıza gerek yok. Parayla verdikleri için, gereksiz harcama olur o telaş içinde alıverirsiniz. Bunları koymak için ufak bir çanta alabilirsiniz. Onlar da veriyor gerçi.
Tıraş jeli: Yine yüzünüze uygun bir jel vs. kullanıyorsanız yanınıza alın zira her zaman kullandığınızı orada bulamayabilirsiniz. Gillette ürünleri var genelde.
Temizlik malzemeleri: Ufak bir sabun ve sabunluk, şampuan ve banyo lifi götürün. Deodorant da alın. Yazın gideceklerde ihtiyaç daha fazla olacak.
Diş fırçası ve macunu: Diş fırçasını ve macunu siz götürün. Onların vermesi bizde iki hafta sürdü ve fazla standartlar.
Temiz/Kirli çamaşır torbası: Onlar da veriyor ama siz de ekstra kirli ve temiz çamaşır torbası alın. İç çamaşırınızı ve çoraplarınızı dolaba yığmayıp, bunların içine koyacaksınız. Gerçekten de dolabı düzgün tutmanın başka yolu yok. Bizim dolaplar normalin yarısı büyüklüğündeydi. Bir başka deyişle bir dolabı iki kişi kullanıyordu. Usta birliğine kadar tıkış tıkış bir dolabınız olacak. İlk geceden itibaren çamaşırlarınızı bu torbalara koyun rahat edin. Hatta evde bile o şekilde dizip gidebilirsiniz.
Kalem: Yanınıza kolay çıkmayan bir kalem alın. Eşyalarınızın üzerine adınızı yazarsınız. Özellikle yıkamaya verdiğiniz eşyalara mutlaka yazın. Kepe de yazın.
Askı: Bazen dolaplarda eksik olabiliyor. İki tane bulunsun.
Bot fırçası: Bota bulaşan çamurları temizlersiniz. Boya yapmadan durumu kurtarmanıza yardımcı olur. Yazın gerekmeyebilir.
Cüzdan: Hırsızlık olmuyor içiniz rahat olsun. Bu daha çok usta birliği için bir önlem. İster normal alın ister boynunuza asın. Dolabınızda ya da herhangi bir yerde unutmadığınız sürece sorun yok. Bot kilidi vs de hiç gerekmedi. 'Yer değiştiren' olmadı.
Tabanlık: Kış için kalitesinden emin olduğunuz bir tabanlık alın. Bot bütün soğuğu ayağa veriyor.
Telekom Kontörü: Bol miktarda alın. Acemilikte bulmakta sıkıntı çekebilirsiniz.
Kol saati: Casio FW91, asker saati olarak da bilinir. Tek işlevi saat olmasıdır ve ucuzdur.


30 Ekim 2009

Ninite

Ninite isimli web sitesi üzerinden çalışan program, kullanıcıların listeden seçtikleri programları tek bir pakette toplayarak birden fazla program kurmamız gereken durumlarda işimizi kolaylaştırıyor.
Özellikle yeni bir bilgisayara ihtiyacımız olan tüm programları tek tek indirip kurmak hayli vakit alan zahmetli bir iş.
Ninite sayesinde listeden seçtiğiniz programların en güncel versiyonlarını içeren düşük boyutlu bir kurulum dosyasını bilgisayarınıza indirip kurulumunu başlattıktan sonra başka hiçbirşey yapmanıza gerek kalmadan ninite tüm programları indirip bilgisayarınıza kuruyor.
Sitede belirtilene göre programlar standart ayarlarıyla ve toolbar gibi extra içerikler olmadan yükleniyor.

Ücretsiz olarak kullanıma sunulan bu sistemin şimdilik en büyük eksisi listedeki tüm programlar için türkçe desteğinin olmaması ve seçim yapabileceğiniz program listesinin biraz sınırlı olması.
Programın Windows xp,vista ve 7 ile uyumlu olduğunu da söyleyelim.


23 Ekim 2009

Gençken yapılacak 100 şey

Gnçtrkcll ,üyeleri için ilginç bir kampanya başlattı.
Aşağıdaki listede yer alan şeylerden istediklerinizi yapıyor ve bunun videosunu çekip siteye yüklüyorsunuz.
Videonuz yayınlandığında 100 kontör/25 dakika kazanıyorsunuz.Ayrıca büyük ödül olarak Mini Cooper kazanma şansınız da var.
Listedeki bazı maddeler henüz belirtilmemiş olsa da kampanyanın başlangıç tarihi olan 26 Ekim'e kadar tamamlanacağını tahmin ediyorum.




 Gençliğinizi korumak için yapabilecekleriniz hakkında Dr.Amen'in etkileyici sunumunu da buradan izleyebilirsiniz.


Hepsi birbirinden ilginç olduğu kadar yapması medeni cesaret de isteyen 100 madde :

  • 1. Garson hesabı getirdiğinde arkadaşınla hesabına el kızartmaca oyna. Garsonu hakem yap.
  • 2. Etrafındakilere sürekli öpücük gönder, soranlara “tikim var” de.
  • 3. Otobüste tüm yolculara hitaben yüksek sesle o günün gazetesini oku.
  • 4. Bir mağazanın deneme kabininde evden getirdiğin kıyafetleri dene, görevlinin fikrini sor.
  • 5. Bir arkadaşınla gelinlik ve damatlık giyip işlek bir caddede dur, gelen geçenden takı, para iste.
  • 6. Bir mağazada, almak için denediğin pantalonu üzerindekini çıkarmadan giy, görevlilere “bu bana dar, bir büyük beden alabilir miyim” de.
  • 7. Yoldan geçen tanımadığın birine “aynı şehirde yaşıyoruz, neden tanışmıyoruz?” de ve kendini tanıt.
  • 8. Mp3 çalarından dinlediğin bir şarkıyı otobüste/metroda tanımadığın birine armağan ettiğini söyle ve şarkıyı onunla birlikte dinle.
  • 9. Otostop çekerek durdurduğun 10 arabanın şoförüne arabayı dikkatli kullanmalarını tembih et ve arabaya binme.
  • 10. Bu maddenin ne olacağını merak et, bekle ve gör!
  • 11. Bu maddenin ne olacağını merak et, bekle ve gör!
  • 12. Belediye otobüsünde top sektirmeye çalış.
  • 13. Bir grup arkadaşınla arka arkaya tutunup tren yapın, gideceğiniz yere öyle gidin. Önünüze çıkan yayaları ağzınızla korna sesi çıkararak uyarın.
  • 14. Kızsan saçlarını berberde; erkeksen bayan kuaföründe kestir.
  • 15. Bu maddenin ne olacağını merak et, bekle ve gör!
  • 16. Toplu taşıma araçlarında etrafındakilere tek tek saati sor. Saati ileri/geri olanları uyar ve “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”nden olduğunu söyleyerek ceza kes.
  • 17. Veterinere gidip midenin ağrıdığını anlat, çözüm iste.
  • 18. Sokakta gördüğün en az beş yaşlının elini öpmeye çalış, öpebildiklerinden harçlık iste, vermezlerse yere oturup ağla.
  • 19. Yolda gördüğün ilk ağaca sarıl ve global ısınmadan dolayı insanlık adına özür dile.
  • 20. Oturduğun kafede/restoranda kendine içecek bir şeyler söyle, yemeğini dışarıdan sipariş et, bulunduğun yere getirmelerini söyle.
  • 21. Arkadaşlarını yanına alıp sokakta ağır çekimde (slow mo) yürü.
  • 22. Süpermarkette meyve ve sebzelerle konuş. Onları dinle, onlara derdini anlat.
  • 23. 20 arkadaşını topla, aile büyüklerinden birinin elini öpmeye götür.
  • 24. Bu maddenin ne olacağını merak et, bekle ve gör!
  • 25. Yağmurlu bir havada tanımadığın birinin şemsiyesinin altına gir, “biraz da ben tutayım” de.
  • 26. Eline küçük bir doğumgünü pastası al, yoldan gelip geçenlerin “iyi ki doğdun abi/abla” diye şarkı söylerek doğumgünlerini kutla.
  • 27. Çocuk doktoruna git, içinde hala bir çocuk olduğunu ve onu tedavi ettirmek istediğini söyle.
  • 28. Yolda yürüyen insanların karşısında dur ve birden sessiz film anlatmaya başla.
  • 29. Bu maddenin ne olacağını merak et, bekle ve gör!
  • 30. Bu maddenin ne olacağını merak et, bekle ve gör!
  • 31. Sakızla yapabileceğin en büyük balonu yapmaya çalış.
  • 32. Sevgiline/arkadaşına 10 tane balon al, tam ona verecekken birden havaya bırak.
  • 33. Tanımadığın insanlara hal hatır sor, akraba ya da okul muhabbeti yap. Sonra “pardon biriyle karıştırdım” diyip git.
  • 34. Bu maddenin ne olacağını merak et, bekle ve gör!
  • 35. Turist taklidi yap, insanlara kötü bir İngilizce ile yol sor ama anlama!
  • 36. Belediye otobüsüne bindiğinde şoföre “öndeki taksiyi takip eder misin?” diye sor.
  • 37. Bir sokak girişinde dur, insanlara sokağın tabelasını göstererek “en iyi sokak bizim sokak, buradan geçin” de.
  • 38. Markette kasa görevlisi alışveriş hesap tutarını söylediğinde “hesaba yazar mısın?” diye sor.
  • 39. Sokakta yürüken herhangi birine hafifçe dokunarak ebe diyip kaç.
  • 40. Minibüse bindiğinde minibüsçüye “abi param yok eve kadar muavinlik yapayım mı?” diye sor.
  • 41. Cansız bir mankeni alıp elinden tutup sokakta gez, onunla sinemaya ya da Mcdonald’s’a git.
  • 42. Bu maddenin ne olacağını merak et, bekle ve gör!
  • 43. Bir dilencinin yanına gidip “kredi kartı geçiyor mu?” diye sor.
  • 44. Yolda gördüğün insanlara “saçınız peruk galiba ama çok yakışmış” de.
  • 45. Sokaklardaki süs havuzlarında balık tut.
  • 46. Sabah erken bir saatte, çalışanlar plazalara/binalara girerken kapıda durup 4-5 arkadaşınla birlikte “Andımız”ı oku.
  • 47. Balık adam kıyafeti giy, sokakta gördüğün insanlara "Akdeniz ne tarafta?" diye sor.
  • 48. Yatak/baza satan mağazalara git, “en uygun yatağı alabilmem için en az bir gün burada uyumam gerek” diyip saatini kur ve yataklardan birine yat.
  • 49. Yoldan geçen herhangi birine “David Beckham‘a çok benziyorsunuz bir imzanızı alabilir miyim?“ de. Zorla imza al, birlikte fotoğraf çekil.
  • 50. Alışveriş merkezlerinden birinde yukarı çıkan yürüyen merdivenin başında dur, yukarı çıkanlara “Unutmayın her çıkışın bir inişi var; yolunuz açık olsun” diyerek onları uğurla.
  • 51. Elinde hesap makinesiyle asansöre bin, her binene kilosunu sor, hesap yap, binen birisine “Kusura bakmayın 5 kilo fazla olduk, binemezsiniz” de, asansörden indir.
  • 52. Sinemaya elinde bir DVD ile git, gişedeki görevliye kendi filmini çektiğini ve arkadaşlarınla birlikte bir sonraki seansta bu filmi izlemek istediğini söyle, ısrarcı ol, bilet parası ödeyeceğini söyle.
  • 53. Girmiş olduğun dersin hocası için pankart kaldır. Örnek: “Felsefe Pınar Hoca’dan dinlenir” “Bu okul seninle gurur duyuyor” “Ahmet Hoca, sınıf el ele; hepberaber ÖSS’ye” gibi...
  • 54. A) Erkekler için: Kıyafetinin altına bir yastık koy, toplu taşıma aracına bin, “Hamileyim“ diyerek otobüstekilerden yer iste.
    B) Kızlar için: Kıyafetinin altına bir yastık koy, toplu taşıma aracına bin, sana yer verildiğinde yastığı çıkarıp arkana koy.
  • 55. Bu maddenin ne olacağını merak et, bekle ve gör!
  • 56. Hoca dersi bitirdiğinde bitirmemesi için yalvar, diğer arkadaşlarını ayart, onlarda sana destek olsun.
  • 57. Arkadaşlarını topla, kalabalık bir grup haline halay çekerek otobüse binin.
  • 58. Markette, market arabasına bin ve kasadan geçerken “barkodumu okur musunuz” diye sor.
  • 59. Eline bir düdük al, yolda yürürken karşına çıkan bir yabancıya kırmızı kart göster, oyundan çıkarma hareketi yap.
  • 60. Otobüs ya da metro vagonlardan birinin başında dur, içeri giren yolculara inecekleri durakları sor ve onlara oturacakları yeri göster.
  • 61. Marketten bir adet sakız al, kredi kartı ile ödemek istediğini söyle, kaç taksit yapabileceklerini sor.
  • 62. Elinde bir buket çiçek ve çikolatayla bir mağazaya gir, satıcıya “Vitrindeki mankene aşık oldum, sizden istemeye geldim“ de.
  • 63. Metro İstasyonunda ‘Taksim bir iki bir iki,Taksim yolcusu kalmasın! Diye bağır!, insanları metroya bindir, kapılar kapanınca metronun makinistine ‘’devam et’’ diye bağır.
  • 64. Taksiye bin ve Atina’ya gitmek istiyorum diyip şoföre vizesi olup olmadığını sor.
  • 65. Vapurda bir anda ayağa fırlayıp türkü söylemeye başla. Yolcuların arasında dolaşarak konserde halk arasına karışmış izlenimi yarat. Yolcuların elini tut, öpücük yolla.
  • 66. Dolu bir asansöre en son bin, bütün kat düğmelerine bas, hiç bir katta inme.
  • 67. Tuvalet kağıdıyla kendini mumyala, sokağa çık.
  • 68. Yolda gördüğün bir yabancıya hikayeni anlat.
  • 69. Evdeki su bardaklarından bir tanesinin üstünü streç film ile kapla. Ev sakinlerinden birinin o bardaktan su içmesini sağla.
  • 70. Arkadaşlarınla halı saha kirala, piknik yap.
  • 71. Bu maddenin ne olacağını merak et, bekle ve gör!
  • 72. Şehir hatları vapurunda yere havlu ser ve üzerinde güneşlen.
  • 73. Notere git, Madonna’yı çok sevdiğini ve ona vekalet vermek istediğini söyle
  • 74. Restoranda yemeğin sadece yarısını yediğini söyleyerek hesabın yarısını ödemeyi teklif et.
  • 75. Arkadaşlarına vereceğin ders notları için kantinde/kampüste imza günü düzenle.
  • 76. Gittiğin kafenin çalışanlarına “bugün çok yoruldunuz, hadi siz oturun kahveleri de ben yapayım” de.
  • 77. Çakmakçıya bitmiş pillerini doldurtmak istediğini söyle.
  • 78. Yer göstericilere ya da güvenlik görevlilerine sinema/alışveriş merkezlerinin büyük ekranlarında arkadaşlarınla Play Station oynamak istediğini söyle.
  • 79. Eve gelen misafirlere “bugün kapalıyız” diyerek onları içeri alma.
  • 80. Bir iki arkadaşınla kağıda “Cezalıyız” yaz, göğsünüze yapıştır. Yol kenarında bir süre tek ayak üzerinde durun.
  • 81. Metro ya da otobüs koltuğuna kılıf takıp otur.
  • 82. Yoldan geçen bir minibüsü heyecanla durdur, duran minibüsün şöforüne saati sor, teşekkür edip yoluna devam et.
  • 83. Sokakta sünnet kıyafetiyle gez.
  • 84. Otogar’da tanımadığın insanlara el salla, arkalarından su dök. “Varınca arayın” de.
  • 85. Yolda tek başına kahkahalar atarak yürü, hatta yere yatıp tepinerek gül.
  • 86. Yoldaki insanlara “kaykayımı şuraya park etmiştim, polis çekmiş gördünüz mü?” diye sor
  • 88. Okulun ya da sınıfın kapısında dur içeri girenleri tek tek karşıla, “hoş geldiniz” de.
  • 89. Yoldan geçenlere kendi fotoğrafını göster, “bu insanı buralarda gördünüz mü?” diye sor.
  • 90. Maçta üzerinde “Bu golü sevgili arkadaşım XXX’e ya da aileme armağan ediyorum” yazılı bir pankart aç.
  • 91. Taksiye bin, şöfore “Param yok. Taksimetre ne kadar yazarsa o kadarlık şarkı söylesem olur mu? diye sor.
  • 92. Arka kapısından indiğin otobüsün koşarak ön kapısına git ve şoföre yanlış durakta indiğini söyleyerek tekrar bin. Bunu birkaç durakta tekrarla.
  • 93. Derse, o dersin hocasının maskesini takarak gir.
  • 94. Bir turiste havaalanında coşkuyla karşılanıp omuzlara alınan yeni transfer olmuş futbolcu muamelesi yap.
  • 95. Yeni bir spor dalı icat et.
  • 96. Köpek gezdiren birinin yanına gidip “bir tur verir misin? Bu gece bende kalsın mı?” diye sor.
  • 97. Bir ünlü şahsiyeti seninle McDonald’s’a gitmeye ikna et.
  • 98. Hiç olmayacak birine dünyanın en inanılmaz konuşmasını yap.
  • 99. Öğrenciye ev vermeyen emlakçıdan ev kiralamaya çalış.
  • 100. Kafana göre takıl; kendi maddeni çek gönder.

19 Ekim 2009

Tavlanın Hikayesi

Eski zamanlarda Hint İmparatoru, satranç oyununu yanında bir

mektup ile hediye olarak Pers İmparatoruna göndermiştir. Mektubunda
oyunla ilgili hiç bir açıklama yapmazken şöyle bir mesaj yazmıştır;

"Kim daha çok düşünüyor, Kim daha iyi biliyor, Kim daha ileriyi
görüyorsa O kazanır. İşte hayat budur..."

Pers İmparatoru dönemin en alim veziri olan Buzur Mehir ile bu
mesajı paylaşarak, ondan oyunu çözmesi ve kendisinin de karşılık
olarak Hint İmparatoruna hediye edilmek üzere başka bir oyun icat
etmesini ister.

Vezir haftalarca çalıştıktan sonra gönderilen satrancın her taşının
hareketini ve tüm oyunu çözer daha sonra da on günde tavlayı icad eder
ve imparatora sunar.

Pers İmparatorunun baş veziri Buzur Mehir tarafından 1400 yıl önce
tasarlanan tavla oyunu; dünyanın en popüler oyunlarından biridir.

Zaman kavramından alınan ilhamla tasarlanan oyunun zamana
böylesine direnmesi son derece etkileyici. Senenin birliği olarak
tavla bir tanedir. 4 köşesi 4 mevsimi, tavlanın içindeki karşılıklı 6'şar
hane 12 ayı, pulların toplamı ayın 30 gününü, siyah-beyaz pullar
gece ve gündüzü, karşılıklı 12'şer hane günün 24 saatini simgeler ..

Hint İmparatoruna satranca karşılık olmak üzere tasarlanan tavla
oyunuyla birlikte gönderilmek üzere şöyle bir mesaj hazırlanır :

"Evet, Kim daha çok düşünüyor, Kim daha iyi biliyor, Kim daha
ileriyi görüyorsa O kazanır.

Ama biraz da şans gerekir.
İşte hayat budur...

14 Ekim 2009

Bu numaraya dikkat !

Son zamanlarda cep telefonunuza +393 veya +359 ile başlayan bir numaradan çağrı gelirse kesinlikle bu numarayı geri aramayın.
Bulgaristan'daki arkadaşlık hatlarından gelen bu çağrıyı yanıtladığınızda saniyede 98 kontör gidiyor.

Genelde kendilerine hedef olarak faturalı hat sahiplerini seçiyorlar.
Bana da zaman zaman bu numaralardan çağrı geliyor hatta en son 6 gün önce +359896424906 diye bir numaradan geldi.Bilinmeyen numaralara dönüş yapma alışkanlığım olmadığından bu aramalardan etkilenmedim.Meraklı arkadaşların daha dikkatli olmalarını öneririm.
Eğer bu tip çağrılar almak istemiyorsanız cebinizi yurtdışı aramalara kapattırmanız gerekiyor.
Alternatif bir çözüm olarak cep telefonunuza arama engelleme programı yükledikten sonra sizi arayan numarayı da kara listeye ekleyerek bu tehlikeli çağrılardan kurtulabilirsiniz.

11 Ekim 2009

Yiğit Özgür ve Selçuk Erdem'den Karikatürler
















1 Ekim 2009

Anti-theft lunch bags

İşyerinizde yemek için hazırladığınız ekmeğinizi başkalarıyla paylaşmaktan hoşlanmıyorsanız üzülmeyin artık bunun da çaresi var.
Bilim adamları bu konuda uzun yıllar süren araştırmalar sonucunda bu problemi ortadan kaldıracak sıradışı bir fikir geliştirdiler: Anti-theft lunch bags
Kullanımı son derece kolay olan bu güvenli poşet sayesinde ekmeğinizi meraklı gözlerden koruyabileceksiniz :)
Kullanım şeklini aşağıdaki fotoğraflardan görebilirsiniz.


29 Eylül 2009

İnci Bilgisayar

Geçtiğimiz günlerde, şirketimize ait Toshiba marka 3 yıllık laptop, bilmem kaçıncı defa bozuldu.
Bu makine şirketimize geldiği ilk günden beri devamlı arıza yapıyor.
Garanti kapsamında olduğu için her arızada Toshiba Türkiye’nin merkez ofisine götürdük.
Hep aynı arıza raporlandı ve sonra tamir edildiği bildirildi. Ama garanti bittikten sonra da hala aynı nedenle arızalanıyor.
Garanti sonrası götürdüğümüz bir seferinde, yüklü bir ücret istendiği için bir tarafa koyduk, bir süre de kullanmadık.
Sonra ihtiyaç olunca, 3-4 ay önce, yine Toshiba merkez tamir servisine götürdüğümüzde, yine ana kart (motherboard) arızası bildirildi ve bu sefer de 400 $ gibi bir para istendi.
Bunun üzerine “bu kadar para verene kadar yenisini alırız” düşüncesi ile yine bir kenara attık ama arkadaşlarımızdan birisi bu makineyı Yazıcıoğlu İşhanına götürmeyi önerdi.
İnci Bilgisayar isimli bir şirket kendisinden tamir için istenen fiyat 80 YTL olunca da, tamir ettirdik.Makine 2 haftadır sorunsuz çalışıyor.

İşte o zaman Yazıcıoğlu Han dikkatimizi çekti. Aslında makinayı tamir eden Murat Bey'in yaklaşımı ve bu makinaya kendi servisinden 400 $ istendiğini söylediğimizde, kendi çalıştığı şirketinin nasıl çalıştığını heyecanla anlatması da etkili oldu. Bu handa neler olup bittiğine daha yakından bakalım dedik.

Yazıcıoğlu İş Hanı, aslında bilişim sektörü efsanelerinden birisidir. Kadıköy'ün merkezinde, Karaköy vapur iskelesi ile otobüs duraklarının çaprazında yer alan ve genellikle teknolojik ürünlerin satıldığı bir han olarak bilinir. Bazılarının açıkgöz tüccarların bilmeyenleri kolaylıkla kandırılabildiği bir yer olarak tariflediği Yazıcıoğlu, bazılarına göre ise, hiçbir yerde bulunamayacak bilgisayar parçalarının bulunduğu önemli bir teknolojik merkez durumunda. Tabi oyun ve bazı yazılımların korsan CD’lerinin bulunabildiği de söylenir.

Ama bugünlerde Yazıcıoğlu da değişiyor. Tekno marketlerin yaygınlaştığı ve internetten elektronik ürünlerin daha kolay bulunabildiği günümüzde, han artık yeni bilgisayarlardan çok, bilgisayar parçalarının ve ikinci el ürünlerin alınıp satıldığı bir pazar yeri durumunda.

Kullanıcının bilinçlenmesi, fiyatların ve parça özelliklerinin internetten kolaylıkla bulunabilmesi nedenleriyle de artık daha güvenilir tüccarların hayatta kalabildiği bir yer olduğu belirtiliyor. Bunu İnci Bilgisayar’ın sahiplerinden Yusuf Yıldırım
Bakın burası 4.kat. Bizim burada 3 farklı dükkanımız var ama şu gördüğünüz 2 dükkan kapalı. Çünkü işlerini iyi yapmadıkları için müşterilerini tutamadılar ve kapamak zorunda kaldılar.
şeklinde anlatıyor. Her türlü bilgisayar ve laptopa teknik servis hizmeti veren ve ikinci el bilgisayar - laptop alım-satımı yapan İnci Bilgisayar'ın ortaklarından Yusuf Yıldırım ile Yazıcıoğlu ve perakende bilgisayar pazarına ilişkin bir röportaj gerçekleştirdik.

turk.internet.com : Neden Yazıcıoğlu diye bir han var? Burası nasıl oluşmuş?

Yusuf Yıldırım : Bilgisayarların ve parçalarının ilk satılmaya başlandığı yıllarda bir takım pasajlarda pazar oluşmuş. Nasıl Doğubank’ta beyaz eşya işi yapılıyorsa, bu handa da bilgisayar pazarı oluşmuş. Aslında Yazıcıoğlu bir otel binası olarak inşa edilmiş. Sonraları, muhasebeciler, kuaför, lokantacılar, müşavirler, elektrikçiler filan varmış. Sonra elektronikçiler yenilikleri takip etmeye başlamışlar. Bilgisayar toplamaya başlamışlar. Talep de oluşmuş. Dolayısıyla burada bir Pazar oluşmuş.

turk.internet.com : Yazıcıoğlu İşhanında ne tür işler yapılıyor?

Yusuf Yıldırım : Teknomarketlerin artması ve internetten satış yapan sanal marketlerin çoğalması nedeniyle, Yazıcıoğlu bugün, ikinci el ve teknik servis ağırlıklı çalışıyor. Yeni bilgisayar satışı yavaşladı. Aslında eskiden bilgisayar toplama ve satışı da yapılırdı. Mesela Gold Bilgisayar buradaki bir dükkandan doğmuş 25 yıllık bir firmadır.

Ama burada batan firma da çoktur. Yazıcıoğlunda esnaf mantığı ile çalışan yokoluyor. Şirket mantığına geçenler tutunuyor. Önceden ufak bir sermaye ile açmak ve yürümek mümkündü. Bugün artık değil. Bugün kredi kartı ile alışveriş yapılıyor. Teknomarketler daha düşük masraflı POS alabiliyor. Üstelik vade de yapabiliyorlar.

Tüketici de bilinçlendi. Dürüst çalışmayan hayatta kalamıyor.

Bizden önce bir dönem burada korsan CD oyun – müzik – flim ya da yazılım satılmış. Ancak, telif hakları yasası çıktıktan sonra Yazıcıoğlu Han’da her hangi bir kanunsuz uygulama kalmadı. Şu anda böyle bir şey bulamazsınız. En son yaşanan vaka, bir rivayete göre 4 yıl kadar önce, hanın önünden geçmekte olan kaymakam porno CD satıldığını görmüş. O kaymakam beyin talimatıyla polis buraları temizledi. Şimdi de sıkı tutuluyor.

Genelde burada iş yapan esnaf, alaylı takımıdır. Çoğu lise mezunu ve usta-çırak ilişkisiyle meslek edinmiş kişilerden oluşuyor. Handa, kartuş dolumu yapan, yazıcı tamir eden yerlere de rastlayabilirsiniz. Eğer ekonominin seyri bu şekilde devam eder ve sermaye öne çıkarsa, profesyonel yapıya kayma olursa, ufak esnafın çoğu piyasadan silinir.

Bu röportajın devamına burayı tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Bu röportaj turk.internet sitesinden alınmıştır.

27 Eylül 2009

Doğru gözlük kullanımı ve bakımı

Gözlük kullanmaya başlayan kişilerde, belli bir süre sonra bazı alışkanlıklar oluşur. Gözlüğü takıp, çıkarırken, silerken, bir zemin üzerine koyarken, kordon veya zincirle boyunda asılı tutarken, baş üzerine kaldırırken, kılıfına yada kılıfsız cebe çantaya yerleştirirken ortaya çıkan bazı hareketler, hep benzer biçimde düşünmeden yapılagelir. Bu alışkanlıklar gözlüğün ömrünü, yapısını, ayarlarını etkiler. Eğer bu alışkanlıkların içinde yanlış bir zorlama ya da yanlış bir hareket varsa, gözlük zorlamanın olduğu bölgeden kırılabilir. Bu olumsuzlukları gidermek için sırasıyla şunlara dikkat etmek gerekir:

Gözlük kullanılmadığı zamanlarda, mutlaka sert koruyucu bir kılıfta muhafaza edilmeli ve mümkün olduğunca oturulan, dayanılan üzerinde eşya bulundurulan bir zemine konulmamalıdır.

Oturulan sandalye, koltuk, kanepe, yatak üzerine bırakılıp unutulan gözlükler her an bir
kazaya uğrayabilir. Böyle bir alışkanlık edinilmişse hemen vazgeçilmesi gerekir.

GÖZLÜĞÜN AYARLARI BOZULURSA

Bu durumu anlamak için gözlük sapları açılarak düzgün (masa üstü vs.) bir zemine konur. Eğer saplardan biri zemine değmiyorsa, gözlük yüzde eğri duruyor demektir. Bu pozisyondayken gözlük halkalarına yukarıdan bakıldığında, halkalardan biri içe doğru bir konumda ise de gözlük köprü kısmından eğilmiş demektir. Bu gözlük yüzde, bir halkası yüze yakın, diğer halkası gözden uzak durur.

Düzgün bir zemine konulan gözlüğün saplarından biri eğri duruyorsa düzeltilmesi gerekir.

Bunların dışında, sap açıklıkları gövde ile 90 derecelik açı teşkil etmiyor ve dışa doğru açılmışsa, gözlük yüze bol gelir ve düşme eğilimi gösterir. Şayet bu sap, bu şekilde açılmamışsa, gözlüğün açılan sap yönünde yüze yaklaştığı görülür.

Metal ve plastik çerçevelerde sap vidalarının gevşemesiyle saplar sık sık cama çarpacak ve cam üzerindeki kaplama veya polisaja zarar vererek matlaşmasına neden olacaktır.

Gözlük katlandığında saplar düzgün kapanmıyor, aşağı veya yukarı doğru, doğru açı teşkil etmiyorsa, sap menteşelerinin eğimi yanlıştır. Bu durum gözlüğün kılıfa girmesini zorlaştır. Gözlük sapları genellikle düzgündür. Bazen yapımcı firma veya teknisyen gözlükçü tarafından şakaklar üzerindeki baskıyı azaltmak için hafif bir kavis verilir. Bilinçli yapılan bu işlem dışında saplardaki aşağı-yukarı, içe ve dışa eğimler gözlüğün yüzdeki konforunu olumsuz etkiler. Bu tür ayar bozuklukları görünümü de kötüleştirir.

Metal gözlüklerde, camları halka içine zapteden vidalar zamanla gevşeyip camların düşüp kırılmasına neden olabilir. Fakat bu durum kullanıcıyı daha önceden uyarır. Gözlük camları silinirken gevşemiş vidalar camın yatak içinde oynamasına ve ses çıkarmasına neden olur. Bu ses camın düşebileceğinin de habercisidir.

Özellikle plastik çerçeveli veya plastik camlı, plastik ve metal çerçeveleri sıcaklığın 40 dereceyi geçtiği yerlerde bırakmamak gerekir. Çünkü gözlük, sıcaklıklarının 60-70 dereceye çıkmasıyla deforme olup, parlaklıklarını kaybeder. Özellikle yansımasız kaplamalı plastik camların kaplamaları, bu sıcaklığa dayanamaz.


GÖZLÜĞÜN TEMİZLENMESİ

Silme bezinin yumuşak, hidrofil (su tutucu) ve cam üzerinde kolay hareket eden malzemeden olmasına titizlik gösterilmeli, silme bezi içinde kum, toz, kir olmamalıdır.

Gözlüğün ideal şekilde temizlenmesi

Eğer çıkmayan kirler varsa, özel temizleyiciler spreyler, kir çözücü emdirilmiş kağıtlar kullanılabilir. Bunlar yoksa, her cama bir damla şampuan veya benzeri yüzey aktif sıvılar damlatılarak camlar parmakla ovalanır. Deterjan kullanılmamalıdır. Bol su ile durulanarak suyu silkelendikten sonra yukarıda anlatılan şekilde temizlik tekrarlanır.

Gözlüğe en çok zarar temizlik aşamasında verilir. Bir eşyayı uzun süre ve ideal formunda kullanmak, ancak bazı kurallara uymak ve bu kuralları alışkanlığa dönüştürmekle mümkündür. Günlük yaşamın vazgeçilmez bir unsuru olan böyle bir eşyanın ideal kullanımı, ekonomik ömrünü birkaç kat uzatır.


GÖZLÜK ÇERÇEVESİ DEFORMASYONLARI

İlk alınışta gözlük çerçevelerinde teknisyen dikkatinden kaçan bazı deformasyonlar olduğu gibi, kullanım ve taşıma yanlışlıkları sonucu da çerçeve deformasyonlara uğrayabilir. Böylece bir deformasyon tespit edildiğinde, zaman geçirmeden optisyene başvurarak bu durumun düzeltilmesi ve ideal duruma getirilmesi gerekir.

Burun köprüsünün tam ortasından dikine bir düzlem bulunduğu varsayılarak, sağ ve sol gövdelere bakıldığında her iki tarafta simetrik olmalıdır.

Gövdenin göz tarafında kalan iç kısmına 180 derecede bir düzlem konduğunda (menteşelere dayanacak şekilde) sağ ve sol halkalar bu düzleme eşit mesafede olmalıdır. Bu eşitlik aynı zamanda, camların merkezlerinin korneaya eşit uzaklıkta olmasını sağlayacaktır (sağda ve solda çok farklı dyoptriler istisnadır).

Eğer şaşılık (strabismus) yoksa , göz bebekleri sağ ve solda aynı yerde olmalıdır. Yine eğri burun istisnadır. Zira burunda sağa veya sola doğru bir eğiklik varsa, gözlük çerçevesi yüzde tam simetrik durmayacaktır.

Gözlük gövdesinin her iki yandan bakıldığında yanağa doğru eğimi (pantoskopik açısı) eşit olmalı ve yanağa değmemelidir.

Sapların kulak arkasına dönen kısmı, kafa ile kulağın birleşme eğrisini takip edecek gibi olmalıdır.

Sapın en uç noktası, hem kulak arkasına hem de kafa derisine fazla baskı yapmamalıdır. Gözlük sapları açılarak önce düz, sonra ters bir şekilde düzgün masa üstü gibi bir zemine koyulduğunda, sap uçları veya büküm yerleri masaya değmelidir.

Saplar gövdeyle 90 derecelik bir açı yapmalı ve saplar düz bir biçimde kıvrım yerine uzanmalıdır (şakakları geniş kişiler için verilmiş dışa doğru bombeler istisnadır).

Metal çerçevelerde, plaketlerin kaynak yerlerinden başlayarak eğim ve kıvrımlar simetrik olmalıdır (yine eğri burunlar için özel yapılmış ayarlar istisnadır).

Sap uzunlukları ve büküm yerleri eşit olmalıdır (kişinin bir kulağı önde bir kulağı geride ise, yapılan ayar istisna kabul edilir). Sap uçları camlara temas etmemelidir.

Çerçeve gövdesindeki camı sıkıştıran vidalar gevşek olmamalıdır. Keza, sapların menteşe vidaları yeteri kadar sıkı olmalıdır. Camı tutan vidalar sonuna kadar sıkışmalı, arada açıklık kalmamalıdır. Menteşe vidaları zamanla gevşemeye meyillidir. Vidaların gevşeyip düşmesini önlemek için somun kullanılmalı veya vidanın uç kısmı preslenerek çıkması önlenmelidir.

Çerçevenin gövdesinin öne veya saplara doğru eğimi fazla olmamalıdır.


GÖZLÜKTE DEFORMASYONLAR NEDEN ZARARLIDIR ?

Gözlükte deformasyonlar, hem estetik açıdan, hem fonksiyonları açısından kötü sonuçlar doğurur. Deforme olan gözlük, cilde pişik veya kızarıklık gibi zararlar verir. Çünkü ağırlıklar burun üzerine ve saplara eşit dağılmaz. Kaymalar veya baskılar, kulak arkasında, şakaklarda ve burun üzerinde acı ve ağrı verir. Gözlüğün görme fonksiyonlarını bozar, astigmatik ve prizmatik etkiler meydana getirerek bulanık görmeye, çift görmeye ve görme yorgunluğuna, dolayısıyla baş ağrısına neden olur.


HER ALTI AYDA BİR ZİYARET

Yukarıda saydığımız tüm olumsuzluklar, ancak işinin ehli bir usta teknisyen tarafından düzeltilir. Bu tür ayar bozuklukları, eğrilikleri, gevşemeleri konunun dışında birinin yapması zor ve risklidir.

Gözlükte meydana gelecek bozukluklar ancak işin ehli bir usta tarafından düzeltilmelidir.

Gözlükçünün çeşitli cihaz ve el aletleriyle kolayca ve kısa sürede yapabileceği bir ayar, yanlış ellerde kırılmayla sonuçlanabilir. Ziyaretlerin gözlük kullananın lehine bazı yararları da vardır. Bu ziyaret esnasında gözlüğe derin temizleme yapılır, (ultra soundlu yıkama cihazında) gevşeyen vidalar sıkıştırılır.

Altı ayda bir yapılacak olan ziyaretlerde, gözlüğün gerekli bakımları yapılır

Eskiyen, yeşilleşen, rengi değişen burun padleri değiştirilir. Şayet ilgilenilir ise yeni teknolojik gelişmelerden haberdar olunur. Cam ve çerçevenin miadının dolup dolmadığına karar verilir.


GÖZLÜĞÜ DEĞİŞTİRME ZAMANI

Her gözlüğün, kişiden kişiye değişen bir kullanma süresi vardır. Bu süre alışkanlıklara, takış süresine, sık takıp çıkarılmasına, muhafaza şekline kişinin terlemesi ve terindeki terkibe göre değişir.

Eğer terin çok asitli bir terkibi varsa, metal çerçevenin kaplamaları bu terkipten etkilenerek bozulur, baz materyaldeki bakırı oksitleyerek yeşil renk alır, giderek korrozyon ve yüzeyin törpü gibi pürüzlenmesine neden olur. Özellikle cilde temas halindeki saplarda ve gözlüğün gövdesinin alt kısmında yanağa değme varsa meydana gelen bu oluşum son derece ciddi cilt reaksiyonlarına zemin hazırlar.

Mükemmel kalite ve mükemmel sağlamlık istenildiğinde, çerçeve köprüsündeki alaşımın sert ve dayanıklı olması sağ sol halkalarda ise yumuşak kolay biçim verilen bir alaşım seçilmesi şarttır. Saplarda kullanılan alaşım bazen üç değişik özellik taşır: Sapın menteşeye yakın yerleri kalın sert, orta bölge esnek, plastik uçların geçirildiği mil kısmı yumuşak kolay bükülen nitelik kazandırır (ki optisyen kolayca kulak arkasına bükerek ayarlayabilsin). Alaşıma bu özellikler kazandırılırken yapılan işlemler, maliyetede etki eder. Bu nedenlerle, çok kaliteli bir çerçeveye ömür biçmek zordur. Çok sağlam bir gözlük, kötü kullanımla çok kısa sürede bozulabilir. Bu itibarla, gözlük çerçevesine yapımcı firmaların verdiği garanti, sadece imalat hatalarını içerir. Kullanım yanlışlığından meydana gelen kırılma veya bozulmalara bir garanti verilmez.

Özet olarak kaplaması bozulmuş metal gözlük çerçevesinin değiştirilmesi gerekir. Ayrıca metal yorgunluğuna başlamış, kolayca deforme olan çerçeveler ile vida yatakları, menteşeleri bozulmuş bağlantıları çatlayarak zayıflamış çerçeveler değiştirilmelidir. Plastik çerçevelerde saplarda pütürlenmeler, ter asidinden beyazlanmalar olduğunda, plastik malzeme ayar yapılamayacak derecede sertleştiğinde, çatlamalar başladığında değiştirmek gerekir. Unutulmamalıdır ki, değişme zamanı gelmiş, ana materyali bozulmuş, deforme olmuş, camları çizilmiş, matlaşmış, kanallarına temizlenemeyen kirler birikmiş bir gözlüğü kullanmakta ısrar etmek sağlıklı değildir.

Bu yazı, Rıfat Kayın'ın "Görmeyi Bilmek" adlı kitabından alınmıştır.

20 Eylül 2009

Blogger sorunu ve çözümü

Son birkaç gündür bloggerda yaşanan blogların zaman zaman açılmaması ve kumanda paneline girişte yaşanan sorunlar büyük ölçüde giderilmiş gibi görünüyor.
Sorunun çözümü olarak gösterilen DNS ayarının değiştirilmesi sadece bloglara girişte değil telekom tarafından yasaklanmış olan youtube,megaupload,filefactory gibi sitelerde de işe yarıyor.
Bu çözümün ne kadar uzun ömürlü olacağı bilinmese de ben size bunun nasıl yapılacağını resimle anlatacağım.

Önce denetim masasından ağ bağlantılarına giriyoruz.

Daha sonra kullanmakta olduğumuz bağlantıya sağ tıklayarak özelliklerine giriyoruz.







Tercih edilen DNS sunucusu için

208.67.222.222

Diğer DNS sunucusu için

208.67.220.220 yazıp tamam diyoruz.

19 Eylül 2009

Yoga ve alkol


Pigeon


Malasana


Salambhasana
Alt sırt kasları, bacaklar ve kolları güçlendirmek için etkili bir yöntem.


Dolphin
Büyük omuzlar, bacaklarınızı ve kollarını güçlendirmek için.


Halasana
Sırt ağrısı ve uykusuzluk için mükemmel.


Marjayasana
Bu pozisyonda karın ve omurga üzerine yumuşak bir masaj yerleştirir.


Setu Bandha Sarvangasana
Bu pozisyon yorgun bacakları rahatlatır.



Balasana
Konumu, barış ve huzur duygusu getiriyor.


Savasana
Toplam gevşeme pozisyonu

Bilimsel çalışmalar alkol almanın, yoga yapmak ile aynı yararları sağladığını gösteriyor‏ :)

18 Eylül 2009

Blogger İpuçları

Blog dünyasına yeni girmiş olanlar için sayfalarını geliştirmek yeni eklentiler bulup sitelerine eklemek son derece zor ve vakit alan bir iş olabiliyor.
Ben de bu noktadan hareketle bugüne kadar kendi blogumda kullandığım araçlara bu yazıda yer vereceğim.
Html kodlarına fazla girmeden herkesin kolaylıkla kendi bloguna uygulayabileceği şekilde anlatacağım.

Feedburner kaydı
Burada anlaşılır biçimde adım adım anlatılmış okumanız yeterli.

Sayaç ekleme

Bu hizmeti veren birçok site mevcut.Ben şu an kullanmakta olduğum pax sitesini öneririm.
Kayıt işleminin ardından size verilen kodu sitenize ekleyerek ziyaretçi sayınızı öğrenebilirsiniz.

Online ziyaretçi göstergesi
Buradan direk olarak sitenize ekleyebilirsiniz

Google gereçleri
Google tarafından sunulan yüzlerce widget arasından zevkinize göre seçim yapabilirsiniz

Bloxoo
Blogunuzu daha geniş kitlelere ulaştırmak için bloxoo'ya kayıt olup size sunulan blooxo araçlarını sitenize ekleyebilirsiniz

Alexa
Alexa'nın araçlarını sayfanıza ekleyerek dünya çapında blogunuzun sıralamasını görebilirsiniz

Google analytics
Google tarafından sunulan bu ücretsiz ve detaylı hizmet sayesinde blogunuzla ilgili tüm istatistikleri görebilirsiniz.Google sitenizi analiz etmeden önce size bir kod vererek onu sitenize yerleştirmenizi istiyor.Kodu sitenize girdikten sonra doğrulama işlemi yapılıyor ve blogunuzla ilgili istatistikler hazırlanıyor.

DMOZ
Bu dizine kaydolarak ziyaretçi sayınızı arttırabilirsiniz.Onay işlemi 1 yıl kadar sürüyor.Umutsuzluğa kapılmayın :)

Lost parodisi

Bir asansörde, Jack Shephard ile karşılaşılınca ne yapılır ?
Tabii ki Lost ile ilgili sorular sorulur, kimileri ona asılır ve hatta eğer izlemediğiniz bölümler varsa, sohbet spoiler bile içerebilir.

16 Eylül 2009

Super size me

Amerikalıların en büyük sorunu olan obezite konusunu incelemek isteyen Morgan Spurlock, kendisini denek olarak kullanarak ülkeyi dolaşarak "fast food" yemeye başlar.
Spurlock, fast food'un insanlar üzerindeki etkisini görebilmek için, günde 3 öğün sadece ve sadece McDonal's'larda beslenmeye başlar.
Yiyebileceği ve içebileceği şeyler sadece McDonald's menüsündekilerle sınırlıdır.
1 ay boyunca bu diyeti uygulayan Spurlock, kısa zamanda fiziksel ve psikolojik olarak
etkilenmeye başlar.

Fast food yemeye başlamadan önce doktorların yaptığı testler sonucunda son derece sağlıklı olan Morgan,kendi sağlığını ve hayatını tehlikeye atma pahasına bu belgeseli çekmiş.
Belgeselin, adını , amerikadaki mcdonaldsların menülerindeki yer alan en büyük boy seçenek anlamına gelen super size koymuş.
Belgeselde sadece mcdonaldslarda değil amerikadaki okulların yemekhanelerinin bir çoğunda da öğrencilere fast food yiyecekler verildiğini görüyoruz.
Sağlıksız olduğı herkes tarafından bilinen bu tip yiyecekler amerikadaki yemek şirketlerinin lobi çalışmalarıyla yaptıkları baskı sonucunda hükümet tarafından destekleniyor.
Fast food zincirleri,öncelikle çocukları hedef alarak hem menülerde çeşitli oyuncaklar vererek hem de restoranların bahçelerinde yer alan oyun alanlarıyla çocukları cezbediyor.
Böylece yetişkin müşteriler kendileri istemese bile çocuklarının isteğiyle fast food restoranlarına gitmek zorunda kalıyor.

Mc donalds müşterilerinin %20 si haftada bir kez gelen ağır müşteriler %70 isiyse haftada birkaç gelen çok ağır müşterilerden oluşmaktaymış.
Bunun nedeni ise Mc donalds'ın ürünlerinde bağımlılık yapıcı maddeler kullanması.
Bu da besinlerin gıda değerlerinin azalmasına neden oluyor.Böyle olunca da ne kadar çok yerseniz yiyin daha fazlasını yemek istiyorsunuz.

Mcdonalds sistemi, iş modeli olarak gerçekten çok iyi işleyen bir model.
Mcdonaldlaşmanın boyutlarını daha önceki yazımda ele almıştım.
Konuya ilgili olarak George Ritzer'in yazmış olduğu Toplumun Mcdonaldlaştırılması kitabını mutlaka okumanızı öneririm.
Mcdonalds sisteminin sadece beslenme alanında değil giyimden sağlığa kadar hayatımızın diğer alanlarını da nasıl etkisi altına gösteren çok güzel bir kitap.

Belgesele dönecek olursak,Morgan, 30 gün boyunca her gün sabah, öğle ve akşam yemeklerini mcdonalds'tan yiyor.Bu şekilde ilk günlerde hızlı bir kilo artışı yaşarken son haftada ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşıyor.
Karaciğeri iflas etme noktasına geliyor.Doktorlar bu durumun daha önce sadece aşırı alkol tüketen insanlarda gördüklerini söyleyerek bunun mc diyetiyle nasıl olduğuna anlam veremiyorlar.
Ayrıca tüm vücut fonksiyonları kötüye gitmeye başlıyor ve doktorlar bu diyeti sürdürmesi durumunda ölmesinin kaçınılmaz olduğunu söylüyorlar.

Belgeseli daha da fazla anlatmak istemiyorum size de birşeyler kalsın :)
Kısaca bu belgeseli izleyin ve izlettirin.

Belgesel hakkında detaylı bilgi için tıklayın


14 Eylül 2009

Flash player sorunu

Dün bilgisayara format attığım için tüm sistemi baştan yüklemem gerekti.
Sistemi işler hale getirdikten sonra flashla yapılmış videoları izleyebilmek için gerekli olan adobe flash player'ı da kurdum.
Daha sonra windows live messenger yükledim.
Flash player'ın en güncel versiyonunu indirip kurmama rağmen windows live messenger bunun eskimiş olduğunu iddia etti.
Flashla ilgili bir yükleme sitesine yönlendirip ordan indirip sorunu çözeceğimi söyledi fakat bu işe yaramadı.
Flash player'ın güncel versiyonunu daha önce indirip kurmuş olmama rağmen bir kez daha indirip kurdum fakat sonuç değişmedi.

En sonunda google'da bir araştırma yapayım dedim ve sorunun çözümünü buldum.
Flash player eksik yada hatalı kurulduğunda bu tip sorunlar kaçınılmazmış.
Şu adresteki uninstaller ile flash player'ı silip güncel versiyonu tekrar yüklediğimde hiçbir sorun kalmadı.

13 Eylül 2009

Sebastian's Voodoo

Fedakarlık üzerine bol ödüllü 4 dakikalık bir animasyon...


12 Eylül 2009

Elektronik firmalarının isimleri nereden geliyor ?

Wall Street Journal'de yayınlanmış olan bu yazının orjinalini buradan , Pc Labs'da yer alan düzenlenmiş türkçe versiyonunu buradan okuyabilirsiniz.

Apple
Steve Jobs ve Steve Wozniak ilk bilgisayarlarını yaptıklarında isim bulamazlar ve 1 saat içerisinde (bu süre belki daha farklı olabilir) beğendikleri bir isim bulamazlarsa kötü de olsa akıllarına ilk gelen ismi koymayı kararlaştırıyorlar.
Bir süre sonra Steve Wozniak eline bir elma alip ısırınca, bilgisayarin ismi belli oluyor.
Aradan zaman geçip Apple II'yi yapip şirket kurduklarinda da şirketin logosu da hazır oluyor. Isırılmış elma.

Türk şirketlerinin isimlerinin hikayesini de aşağıda bulabilirsiniz.

YUMATU - yusuf- mahmut-tuncer

RODİ - Ramazanoğulları dikim işletmesi

ALFEMO - Ali Feyyaz mobilya

DYO- Durmuş Yaşar ve Oğulları

AKBANK:

İlk zamanlar pamuğun beyazlığından dolayı AK, bankadan BANK aldıklarını ve birleştirdiklerini düşünüyordum fakat aslında Adana' dan A, Kayseri' den K, bankadan da BANK alıp birleştirerek AKBANK' ı bulmuşlar yani AKBANK = Adana-Kayseri Bankası.

BEKO'nun tarihçesinden alıntı:

"Türkiye'nin yeni yeni sanayileşmeye başladığı 1950'li yıllarda, Koç Holding'in kurucusu Vehbi Koç, Türkiye'ye döviz kazandıracak bir ürün arayışındaydı.

O yıllardaki ülke koşulları çerçevesinde, bir salça ve konserve fabrikası yatırımı için bu alanda tecrübe sahibi olan Bejerano ile ortaklık kurdu. 1954'te kurulan şirketin ismi, Bejerano'nun ve Koç'un ilk iki harflerinin birleşmesiyle Beko olarak tescil edildi."

Bogazici bilgisayar ise Bogazici üniversitesi mezunu mühendislerin kurdugu bir sirket, isim olarak üniversitelerinin adini aliyorlar.
Zaten Bogazici cok üretken bir üniversite ve mezunlari dayanismaci davraniyorlar.
Sanat dalinda bile ismi kullaniliyor: Bogazici Gösteri Sanatlari Toplulugu (nam-i diger kardes türküler)


11 Eylül 2009

Harici Disk kullanımı

Son zamanlarda bilgisayarımızın diskinde bulunan dosyaların boyutlarının büyümesi, oyun,müzik,film gibi içeriklerin daha fazla yere ihtiyaç duyması,Mevcut verilerin yedeklenmesi ve başka bir bilgisayara taşınması gibi nedenlerden ötürü harici disk kullanımı kaçınılmaz hale gelmiştir.

Özellikle disk kapasitelerinin de sürekli artmasıyla birlikte fiyatlarının da düşmesi hemen hemen her pc kullanıcısını harici bir disk almaya yöneltmiştir.
Kendinize uygun modeli seçtikten sonra verilerimizi bu disklere kopyalarken dikkat etmemiz gereken bazı önemli noktalar vardır:
Diskimizi aldıktan sonra yapmamız gereken ilk iş kullanım amacımıza göre diski bölümlere ayırmaktır.
Diski bölümlere ayırmak diskle ilgili defrag gibi işlemlerde bize zaman kazandıracaktır.
Bu işlemin nasıl yapılacağını buradan öğrenebilirsiniz.

Bir de periyodik olrak harici disklerimizde yapmamız gereken uygulamalar var.
Bunlardan ilki dosya temizliği.
Harici HDD'lerimizi ayda bir iki kez disk temizlemeden geçirmeli, dosya kalıntılarından kurtarmalıyız.
Çünkü dosya kalıntıları kimi zaman sorun çıkartabiliyor.
Disk temizliğinden sonra disk birleştirme yapmalıyız.
Bu iş için defraggler kullanabiliriz.
Parçalar halinde bulunan dosyaların birleştirilmesi diskimizin hızını artıracaktır.
En önemlisi de hata denetleme.
Windows üzerinden harici HDD nize sağ tık/özellikler/araçlar/hata denetlemeden yapabilirsiniz.

Blog nasıl açılır ?

Blog açmak istiyor fakat nerden başlayacağınızı bilmiyorsanız bu video tam size göre.
Gmail hesabınız varsa sizden istenen bilgileri girmekten ibaret olan basit birkaç adımdan sonra blog dünyasına adımınızı atmış olacaksınız.
Blogunuzu açıp yazılarınızı gönderebilmeniz için çok iyi bir pc kullanıcısı olmanız şart değil.
Temel özellikleriyle blogger başlangıç için size fazlasıyla yeterli olacaktır.
Bu işi hobi amaçlı yapacaksanız daha ileri düzeydeki özelliklere ilk etapta ihtiyaç duymayacağınızı söyleyebilirim.

İnternette temel blogger tasarımına sahip olan ve içeriğindeki yazılarla geniş kitleleri peşinden sürükleyen bloglar mevcut.O yüzden işin başındayken ekstra özellikleri bulunan blogları görüp de benim blogum hiç bir zaman bu kadar iyi olamaz düşüncesiyle baştan pes etmeyin.
Blogunuzu kaç kişinin takip edeceğini blog açmadan öğrenmeniz mümkün değil.
O yüzden bu işin başında fazla okurunuzun olmamasını kendinize dert etmeyin.
Takıldığınız noktalarda bana da sorabilirsiniz.

3 Eylül 2009

Sağlıklı PC kullanma

Monitör karşısında doğru oturma pozisyonu



Klavye ve mouse için doğru kullanma şekilleri

20 Ağustos 2009

Zeitgeist The Movie 2007

İnsanların büyük şirketler, kurumlar ve hükümetler tarafından nasıl kontrol altına alındığını, manipule edildiğini anlatan Zeitgeist: The Movie isimli belgesel, 3 bölümden oluşuyor.

İlk bölüm “The Greatest Story Ever Told”da, eski Pagan inanışlarından günümüze kadar din olgusunu ve insanlar üzerindeki etkisi ele alınıyor.
2. Bölüm olan “All the World's a Stage”, bazı kanıtlar eşliğinde 11 Eylül saldırılarının Irak ve Afganistan’daki saldırıları meşrulaştırmak için Amerikan hükümeti tarafından yapıldığını iddia eden teoriler üzerine gidiyor.
Son bölüm “Don't Mind the Men Behind the Curtain” ise belirli bankaların giderek zenginleştiğini ve dünya ekonomisinin önemli bir kısmını tekeline almasını anlatıyor.

Uzun zamandan beri izlemeyi düşündüğüm fakat bir türlü fırsat bulamadığım bu harika belgeseli en sonunda izleyebildim.
Belgeselin ilk bölümü dini ve tarihsel olaylar arasındaki bağlantıları detaylı bir şekilde açıkladığı için herkese hitap etmeyebilir.
İkinci bölümde ise 11 eylül olayının iç yüzü tüm detaylar üzerinde uzun uzun durularak irdeleniyor.Bu olayın arkasındaki çarpıcı gerekleri bilimsel açıdan görmek istiyorsanız izlemenizde yarar var.
Son bölümde geçmişteki olaylarla günümüzde yaşanan gelişmeler arasında bağlantı kuruluyor.
ABD ekonomisine yön veren federal merkez bankasının aslında bankadan öte bir yapılanma olduğu ve dünya üzerindeki savaşların ortaya çıkmasındaki rolü üzerinde duruluyor.

Belgeselin son bölümünden alınmış videoyu izlemek için tıklayın



17 Ağustos 2009

İletişim

E-posta adresim : tamer@tamerakin.com

Web sitem :          www.kuantumenerji.net

7 Ağustos 2009

Bunlardanistiyorum.com



Bu hafta sizlere tanıtacağım web sitesi ilginç ürünlere meraklı olanları sevindirecek cinsten.
Bunlardanistiyorum.com adından da anlaşılacağı üzere online bir alışveriş sitesi.

Sitenin ürün yelpazesinde hobi,gadget,tasarım,outdoor,oyuncak,dekor ve figür kategorilerinde çok sayıda ilginç şey bulunuyor.



Benim hoşuma giden birkaç ürün olarak ; antworks karınca akvaryumu , spider catcher ,sun jar, powerball , pentago , flying monkey gösterebilirim.

Ürünlerin sayfasında kullanımıyla ilgili olarak videoların bulunması da alacağınız ürün hakkında karar vermenizi kolaylaştırıyor.

Kullanıcıların ürünlerle ilgili sorularını da yanıtlayan site sahipleri ilgili bir satıcı profili çiziyor.
Ayrıca sitede satılan ürünlerin özel pil yada diğer sarf malzemelerinin de siteden satın alınabilmesi güzel düşünülmüş bir ayrıntı olarak dikkatimi çekti.
Bu noktada siteden özel pil kullanan bir ürün aldığınızda ve o pil bittiğinde piyasada onu aramakla uğraşmadan siteden yeni pil alarak kullanmaya devam edebiliyorsunuz.

Söylemek istediğim bir diğer noktada sitede tüm siparişlerin 48 saat içinde teslim edildiğinin söylenmesi.Siteden alışveriş yapan kullanıcıların yorumlarına bakarsak bu konuda bir sorun yaşanmadığını söyleyebiliriz.

PSP hata kodları ve recovery mode

PSP HATA KODLARI

DADADADA - Running a FW Update in DAX custom FW=
Dark alexin çıkarttığı custom firmware'de, orjinal firmware yüklenirken çıkar

80010087 - Error reading UMD or UMD not present=
UMD okumada hata yada UMD yok.

80110305 - Load failed.The Memory Stick could not be acessed=
yüklenemiyor. hafıza kartına ulaşılamıyor.

FFFFFFFF - PSP update failed.
Psp versiyonu yukseltilemiyor.

UKN9000001 - update cant start, data corrupt.
yukleme başlatılamadı. veri hatalı.

80020148 - Unsupported PRX type | This error also seems toappear when you are running an iso with a fake memstick.=
uygun olmayanprx tipi. (prx=psp sistem dosyasıdır.) sahte kartta iso oynadığınızdada bu hatayı verebilir.

98765432 - Selected a language who's font has been removed. DAX FW ONLY ERROR!
seçmek istediğin dilin fontları yok.çıkartılmış. dark alexin versiyonuna özel bir hata

8001006F - Remote Play connection error. Most likely when no PS3 is sending a signal over your network.
ps3 bağlantı hatası. büyük ihtimalle senin bağlantına sinyal gönderen bir ps3 yok.

800200D1 - Ran homebrew without Homebrew enabled firmware.
homebrew çalıştırmayan bir psp'de, homebrew program çalıştırmaya çalışıyorsun.

8002014C - Ran kxploited homebrew without Homebrew enabled firmware.
homebrew çalıştırmayan bir psp'de, kxploited homebrew program çalıştırmaya çalışıyorsun.

80020321 - Ran a game that doesn't support NO-UMD* (DAX FW ONLY!)
NO-UMD modunda çalışmayan bir oyun açmaya çalışıyorsun. dark alexin versiyonuna özgü.

80110404 - Network error, try restore default settings to fix.
bağlantı hatası. fabrika ayarlarına geri dönmeyi denemelisin.

CA000005 - keys.bin not found when trying to run a PS1 game.
keys.bin dosyası bulunamadığı için PS1 oyunu başlatılamıyor.

80000004 - its just a general error code that the PSP spits outwhen it doesn't understand something... could mean anything really.
psp ne olduğunu anlamadığı zaman bu hatayı verir. herhangi bir hata oluşmuş olabilir.

80110307 - Load Failed There is no Data available.
yükleme hatası. yüklenecek data yok.

80010002 - Putting the POPS EBOOT in the wrong folder.
PSX EBOOT dosyasını yanlış klasöre koydun.

80000001 - Got it when trying to run PSP filer version 3.6 on 3.40* firmware.
3.40 versiyon psp'de, 3.6 versiyon PSP Filer programı çalıştırınca oldu bu hata.

00000001 - WiFi error. Occurs when no access points are detected in official 3.7X and custom 3.7X firmware.
kablosuz ağ hatası. 3.7X resmi ve custom firmwarelerde olur. kablosuz bağlantı tespit edilemedi.

80410A0B - Loose WiFi card.
yerinden çıkmış, oynamış wifi kartı.

*-Disable no-UMD in recovery menu in DAX Custom FW ONLY.
dark alexin versiyonuna özgü recovery menüsünde no-umd seçeneği devredışı bırak.

RECOVERY MENU

PSP 'de ince ayar yapmanıza olanak sağlayan bu modu başlatmak için R tuşuna basılı tutarak cihazı kapatın ve daha sonra yine R tuşunu bırakmadan cihazı açın.

4 Ağustos 2009

P2


Tür : Korku

Yönetmen : Franck Khalfoun,Alexandere Aja

Yapım : 2007, ABD

Oyuncular : Wes Bentley,Rachel Nichols




Noel gecesi Angela adındaki işkolik bayan geç saatlere kadar işyerinde kalmıştır.
İşini bitirdikten sonra eve gitmek için garaja inip arabasına biner.Ne yazık ki angela'nın arabası çalışmamaktadır.
Yardım istemek için şirketin otopark görevlisi thomas'a gider.İyi niyetli ve yardımsever
Thomas , Angela'ya yardım etmeye çalışır lakin Thomas'ın yardım anlayışı biraz farklıdır.

Arşivimdeki filmleri kontrol ederken tesadüfen bulduğum sürükleyici bir gerilim filmi.
Bu filmle ilgili daha önce hiç bilgim yoktu.Filmi kontrol etmek için birkaç dakikasını izledikten sonra tamamını izlemeye değeceğini düşündüm ve filmi beğendim.

Filmi izledikten sonra işkolik olmanın zararlı birşey olduğuna karar verdim.Ayrıca güvenlik görevlisi gibi yalnız başına uzun süre çalışma gerektiren mesleklerin de insan psikolojisine negatif etkileri üzerine düşündüm.Ayrıca bir karıncayı bile incitmekten uzak duran birinin bile zor koşullara maruz kaldığında kendisine acı çektirenlerden daha zalim olabileceğinin de görmüş oldum.

P2

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More